29 Ocak 2010 Cuma

Aşk ve Oyuncu

Yılbaşı gelmeden günleyecektim sözde. Başarılı olamadım.

Makaleler, makaleler, makaleler. Bu ara bolca okuduklarım.

Arada, romanlar da okumak istiyorum. Aşk ve Oyuncu bu döneme denk geldi.
Çok uzun bir dönemde koşut okudum ikisini.

Mevlana'nın ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün sözünü çok severim. Böyle olmayan insanlar itici gelir bana. Elif Şafak'ta da hep olunmalı diye bir karakter yarattığını, sonra buna uymaya çalıştığını sezerim. Sezgi işte, gerçeklik esas olmasa da etkileyici. Hiç okumaya yeltenmedim ta ki bir arkadaşım bana Siyah Süt'ü hediye edene kadar. Elif Şafak'la Sİyah Süt üzerinden kurulmuş geçinmeye gönlü olmayan bir ilişkimiz vardı. Fakat ortalık pembe, gri Aşk'larla inim inim inlemekteydi. Merak merak merak. Muhabbet bağının ortalarında bir yerde, bahsederken bu meraktan, haberi geldi M.'den bu kitabın bana hediye edileceğinin. Aşk sonrası artık bayramda seyranda ararım ben Elif Şafak'ı, protokol ilişkisi olsa da, uzaktan da olsa kollarım. Bu haftasonu verdiği röportajda Pinhan'dan beri bilenler Aşk'tan sonra keşfedenlere üstten bakıyorlarmış ifadesi vardı, üstten bakabilirler bana sakıncası yok:)) Kitaba ilişkin değerlendirmeleri okuduğumda, dinlediğimde genelde büyük övgü vardı. Yorumlardaki gibi vurulmadım ben bu kitaba. Hele Ella'lı kısımlar çok 2 boyutlu geldi bana. Çok şablon, çok kartondu karakterler. Derinlikleri, benim açımdan inandırıcılıkları yoktu. Şems kısımları içinse bazen ne kadar güzel cümleler kurmuş dedim. Türkçe yazan o olsaydı nasıl olurdu diye düşündüm. Çevirmeniyle ne kadar ortaklaşa çalıştılar merak ettim. İnsan hangi noktada bir başka dili anadilinden öne çıkarır çok düşündüm.

Bir insan başka bir insanı bu kadar muhabbetle nasıl sever? Kendi doğrularından, diğerinin bir bildiği vardır diye nasıl vazgeçer? Vazgeçtikleri zaman Şems ile Mevlana oluyorlar tabiatiyle.

Bu arada benim Aşk'ım Gri:)

Kocaman bir kütüphanem olsun çocukluk hayalimdi, böyle hayali olan biriyle birleşen hayat çeyizden gelen bol kitabı da beraberinde getirdi. Bakınırken çektim aldım o kitaplaradan birini. Erhan Bener, Oyuncu. O kitap da çekti aldı beni içine. Aşk da Oyuncu da, gel gitlerle anlatıyorlar. Ama usta Romancı olmak sanki bu zik zaklara arasında daha dosdoğru beliriyor. Karakterleri çok inandırıcı Bener'in. Burda da bir Aşk öyküsü var. Ah Kerim TUrgut ah, seçemedin birini. Kitap'ta Balıkesir Lisesi'nde geçen bir bölümde var. Balıkesir'in B'si geçince hemen heyecanlanıyorum:)) Ne kadar oynuyoruz, bazen kendimize de mi oynuyoruz. Güzel anlatılmış romanda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder