28 Nisan 2011 Perşembe

Herkes herkesle dostmuş gibi...

Sevgili Arkadaşım, Saricizmeli'de bir yazımı okumuş ve yazım üzerine bana bu öykü kitabını hediye etmişti. Blogumun ilk ödülü de diyebiliriz. Yaz tatili sırasında başladım. Bulantılar, sıkıntılar derken tekrar başlayıp okumam ilk emzirme dönemlerime rastladı. Ursula'dan sonra Barış Bıçakçı'yla da tanıştırdı beni sevgili arkadaşım. Herkes herkesle dostmuş gibi bir Ankara gezintisi. Behzat Ç.'yi izlerken aman da burası neresi sorgulamam, tanıdık geliş, kitabı okurken de benim eşlikçimdi. Hoş anlatımla, güzel diliyle Bıçakçı bir öyküyü anlatıyor, öykü kahramanı diğer öyküye el veriyor. Kitabın son anlattığı öykü ilk öyküye el vererek, dön dolaş aynı şeyler yaşadıklarımız, çok sıradan ama bir o kadar da eşsiz dedirtiyor bana...

Başka kitaplarını merak ettiğim yazar olarak not alıyorum kenara kendilerini.

Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar...

Ursula K. Le Guin'in bu kitabından alıntıya Bir Dolap Kitap'ta rastlamış ve ilgimi çekmişti. Hemen Ursula'nın tarzına düşkün arkadaşımdan kitabı ödünç vermesini rica ettim. 12 denemeden oluşan kitapta, Ursula Teyzem kahvesini içiyormuş da, ben de oturmuşum dizinin kenarcığına dinliyormuşum etkisi vardı. Balıkçı kadının kızı da tam benim düştüğüm tarz. Arkadaşımla keşisim kümesinde de olsa Ursula'da buluşmak güzel... Denemedeki “Ya kitap ya bebek” ve okuma süremin hamileliğime denk gelmesi daha da sorgulattı (oturup yazabilme süremse kızımın 2. ayını doldurduğu bu güne denk geldi). İyi oldu da okudum, Ursula ile tanıştım.