Ne zamandır iki satır yazmamışım buraya.
İstediğim düzende okuyamamaktan belki de.
Mehmet Eroğlu insanları Tatar Çölü'nü okuyanlar ve okumayanlar diye ikiye ayırmıştı. Ben de neymiş bu Tatar Çölü diye kenara not etmiştim. Bir arkadaşım doğumgünü hediyesi hangi kitabı alayım dediğinde de hemen bu kitabın ismini vermiştim. Durdu biraz köşede. Meğerse başka bir arkadaşımın bana İtalya'dan hediye getireceği fincanı beklermiş. İki İtalyan'ı bolca aldım elime 2013 baharında.
Uzun yılları anlatan bir roman. Ama mekan çoğunlukla bir kale. Bastiani Kalesi. Kalenin kuzeyi çöl. Ve o çölden birgün gelmesi beklenen Tatarlar var, yaratılan düşmanlar. Mesleğe yeni başlayan ve gelecek parlak kariyerini bekleyen kahramanımız Giovanni Drago'nun bekleyişinin içinden insanı, sistemi ve kendi Bastiani Kalelerimizi sorguluyoruz. Neyi bekleriz? Neden bekleriz?
Giovanni Drago'nun rüyasında Angustina'nın ölümünü görüşü, Lazzari'nin Arap lakaplı arkadaşı tarafından lakabıyla seslenmesine rağmen parolayı bilemediği için -yönetmelik gereği- öldürülüşü, Angustina'nın gerçekten ölüşü, Giovanni Drago'nun evine döndüğünde annesiyle yabancılığı aklıma kazınan sayfalardan.
Pek çok kişi tarafından önemli bir kitap olarak nitelendirilmesi boşuna değilmiş. Kitabı okuyun, üstüne bir de Erkan Oğur'dan Kaleden İniş mi Olur'u dinleyin. Yanında kahve içmek de size kalmış....
Kaleden inişmi olur
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Ham demir
gümüşmolur
Yad ele bakma,ciğerim yakma
Evvelden ikrar verip
Nanay
nanay,zalim nanay,kibar nanay
Sonradan dönüşmolur
Yad ele bakma ciğerim
yakma
Bu dağlar kömürdendir
Nanay nanay,zalim nanay,kibar
nanay
Geçen gün ömürdendir
Yad ele bakma ciğerim yakma
Feleğin bir kuşu
var
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Çırnağı demirdendir
Yad ele
bakma,ciğerim yakma
Bu dağlar eze dağlar
Nanay nanay,zalim nanay,kibar
nanay
Yar gele geze dağlar
Yad ele bakma,ciğerim bakma
Suları
şarabolmuş
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Çiçeği meze dağlar
Yad
ele bakma ciğerim yakm