26 Ağustos 2013 Pazartesi

Olduğu Kadar Güzeldik

 
Evde Bangır Bangır Ferdi Çalıyordu'yu görmüş ama ilgilenmemiştim. Olduğu Kadar Güzeldik'se tanıtımındaki Erdek kelimesiyle yakaladı beni. Çocukluğumun yazları: Erdek. Yanyana dizilmiş, deniz menevişlerinin arkadaşları kayıklar. Teneke rulonun içindeki üzümlü kek, annemin elimden tutan ben, annemin tabanı tahta kırmızı terlikleri, sıralasam daha ne çok şey çağrıştırdı bana.
 
Memleketten öyküler okudum. Benim Adım Feridun en sevdiğim öykü. Adımızı sorarız birine, o bize adını söyler dizelerini anımsattı bana.
 
Kapak fotografı da ne kadar etkileyici değil mi, yazarın kendisi değilmiş lakin.
 
Esmen'den alınan limon kolonyası yerini Paşabahçe'nin çay kolonyasına bırakmışsa ve hoşuna giden kitapların yazarları senden gençse yaşlanmaya mı başladın sen Sarıçizmeli?
 
 
 

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Tatar Çölü

Ne zamandır iki satır yazmamışım buraya.
İstediğim düzende okuyamamaktan belki de.
 
Mehmet Eroğlu insanları Tatar Çölü'nü okuyanlar ve okumayanlar diye ikiye ayırmıştı. Ben de neymiş bu Tatar Çölü diye kenara not etmiştim. Bir arkadaşım doğumgünü hediyesi hangi kitabı alayım dediğinde de hemen bu kitabın ismini vermiştim. Durdu biraz köşede. Meğerse başka bir arkadaşımın bana İtalya'dan hediye getireceği fincanı beklermiş. İki İtalyan'ı bolca aldım elime 2013 baharında.

Uzun yılları anlatan bir roman. Ama mekan çoğunlukla bir kale. Bastiani Kalesi. Kalenin kuzeyi çöl. Ve o çölden birgün gelmesi beklenen Tatarlar var, yaratılan düşmanlar. Mesleğe yeni başlayan ve gelecek parlak kariyerini bekleyen kahramanımız Giovanni Drago'nun bekleyişinin içinden insanı, sistemi ve kendi Bastiani Kalelerimizi sorguluyoruz. Neyi bekleriz? Neden bekleriz?

Giovanni Drago'nun rüyasında Angustina'nın ölümünü görüşü, Lazzari'nin Arap lakaplı arkadaşı tarafından lakabıyla seslenmesine rağmen parolayı bilemediği için -yönetmelik gereği- öldürülüşü, Angustina'nın gerçekten ölüşü, Giovanni Drago'nun evine döndüğünde annesiyle yabancılığı aklıma kazınan sayfalardan.



Pek çok kişi tarafından önemli bir kitap olarak nitelendirilmesi boşuna değilmiş. Kitabı okuyun, üstüne bir de Erkan Oğur'dan Kaleden İniş mi Olur'u dinleyin. Yanında kahve içmek de size kalmış....

Kaleden inişmi olur
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Ham demir gümüşmolur
Yad ele bakma,ciğerim yakma
Evvelden ikrar verip
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Sonradan dönüşmolur
Yad ele bakma ciğerim yakma

Bu dağlar kömürdendir
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Geçen gün ömürdendir
Yad ele bakma ciğerim yakma
Feleğin bir kuşu var
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Çırnağı demirdendir
Yad ele bakma,ciğerim yakma

Bu dağlar eze dağlar
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Yar gele geze dağlar
Yad ele bakma,ciğerim bakma
Suları şarabolmuş
Nanay nanay,zalim nanay,kibar nanay
Çiçeği meze dağlar
Yad ele bakma ciğerim yakm