23 Aralık 2011 Cuma

TOL - Bir İntikam Romanı

2008 yılıydı, kardeşim çok güzel bir roman diyip verdiğinde. Okumak istediklerim, yazarı bilmemem ertelememe neden oldu. 2011'e imiş kısmet.

 TOL, bir intikam romanı yazarının deyimiyle. "Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi" diye başlayan roman insanı çabucak bir hızla sarıyor. Hızla sardığından belki kurgu karmaşasını bırakıp çıkamıyorsunuz, sarıldınız artık... Gene yazarın betimlemesiyle bir fermuar çeker gibi giden trenin İstanbul'dan Diyarbakır'a yolculuğunca sürüyor roman.

Kitabı muhteşem bulanlar çoğunlukta. Ben o sınıfta değilim. Sadece güzel buldum. Ama Har'ı da okuma hevesi yaratmadı bende. Aralardaki öyküler çok güzel. Kimi kelime oyunları, kimi betimlemeler de.

Artık devir değişti diyenlere:
Zaman değişir mi? Zaman neden değişsin? ... Zaman hep değişir zaten bize ne? (S.250).

21 Aralık 2011 Çarşamba

Yaban Kızlar

Durup durup 2011'de ilk kez ve ikinci kez Ursula K. Le Guin okumam mı fantastik bir yıl geçirdim demem için yeterli olur yoksa biri 28 aylıkken diğer çocuğumu doğurup yılın geri kalanını öyle geçirmem mi?

Boşuna usta yazar olunmuyor. Kısacık bir öyküyle bir diyar, bir toplum, bir kabul, bir öfke, bir sızı usta olmadan anlatılamaz sanırım. Algan Sezgintüredi'nin katkılarını da göz ardı etmemek gerek elbette.
Taçlar, Kökler ve Topraklardan oluşan bir toplumda geçen öykü, üç tane de önemli (öyle diyorlar) ödül almış.

Öykü sonrasında yazarın kitap okurluğunu, kitap yayıncılığını değerlendirdiği  "Okurken Uyanık Kalmak" diye bölüm var. En az öykü kadar etkileyici.  Ve şiirler ve yazarla bir söyleşi...

Kitabın adı Yaban Kızlar olmasına rağmen öykü başlığı kitap içi sayfalarda vahşi kızlar olarak geçiyor. Öyküdeki kızlar yaban, asla vahşi değiller.

Yazarı daha çok okuyanların mutlaka daha diyecekleri vardır, ama ben 2011 sonlarında okuduğum kitapla boş umutlar da olsa 2012 sonrasında toplumsal katmanlar olmasın, kimseler mezarsız kalmasın diyorum.